ŞİRKET ÇEKLERİNDE AVALİN ALACAĞIN TAHSİLİNE ETKİLERİ



Anonim ve Limited şirketlerin ülkemizde ticari hayatın yaklaşık %90’nına hakim olması ve bu şirketlerin borçlarından dolayı ortaklarının kişisel mal varlıklarına gidilememesi büyük bir sorun olarak karşımızdadır. Özellikle kriz dönemlerinde düzenlemiş oldukları çekleri ödemeyen şirketlerin alacaklılarını da büyük bir sıkıntıya düşürdükleri yadsınamaz bir gerçektir. Alacaklılar ellerinde ibraz edilip ödenmeyen çeklerle baş başa kalmakta, başlattıkları icra takipleri neticesinde ise ya borçlu şirketi yerinde bulamamakta ya da alacaklarını karşılayacak miktarda mal haczedememektedirler.
Oysa şirket adına çek ile satın alınan hizmet ya da malın yatırım veya kâra dönüşmesi  ile borçlu şirket ortakları aslında satıcıya ödemeleri gereken paralarla hayatlarını rahatça devam ettirebilmekte, alacaklılar ise borçlu şirketin ortaklarının kişisel malvarlıklarına gidemediklerinden, bu duruma sadece seyirci kalmaktadırlar.
Bu durum ülkemiz ticari hayatının çözümsüz kalmış problemlerinden biridir. Tüm bunlara çözüm olarak değişik hukuki yöntemler önerilebilir. Ancak biz bu yazımızda özellikle çekte avalden bahsedeceğiz.
AVAL NEDİR?
Aval, en basit anlamı ile bir çekte keşideci  lehine verilmiş kişisel teminattır. Özel bir kefalet şekli olup, çekte yazılı bulunan borcun tekeffül edilmesi anlamına gelir. Yalnız buradaki kefalet Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan kambiyo senedi hükümlerine tabi olup, Borçlar Kanunu’ndaki kefalet türünden farklıdır.
Aval bir tür kambiyo taahhüdüdür. TTK m. 612/I gereğince çekte bedelin ödenmesi aval suretiyle tamamen veya kısmen temin olunabilir. Aval veren kişi (Avalist) attığı imza ile kambiyo ilişkisine dahil olur.
Emre yazılı bir çekin ön yüzünde, düzenleyen kişi dışındaki her imza aval hükmündedir. İmza sahipleri, çek bedelinden dolayı müteselsilen sorumlu olurlar.
Aval çek bedelinin tamamı ya da bir kısmı için verilebilir ve kimin için verilmişse ancak o kişinin sorumluluğunca aval veren de sorumlu olur. Avalin kısmi olduğu aval şeklinde belirtilmelidir; aksi halde çekte yazılı olan borcun tamamı için aval verilmiş olduğu kabul edilir.
AVAL NASIL VERİLİR?
Aval, çek üzerine ya da alonj üzerine yazılır. Aval içindir, Avalimdir veya benzeri ibareler yazılarak aval veren tarafından imzalanır.
Çekin önyüzüne keşideci dışındakiler tarafından atılan her imza aval sayılır, ayrıca avalistin adresini yazmasına gerek yoktur. Çek keşidecisi lehine birden fazla kimse aval verebilir.
Aval verilirken kayıt ve şart yazılamaz ancak borcun bir kısmından sorumlu olunacağı şart koşulabilir.
AVALİN HUKUKİ SONUÇLARI
TTK m. 614/I’e göre aval veren kişi, kimin için taahhüt altına girmişse tıpkı onun gibi sorumlu olur. Alacak için asıl borçluya müracaat hakkı doğmuşsa; avaliste de müracaat edilebilir. Dolayısıyla avalist, hamiline yazılı senet ya da çek dolayısıyla sorumluluk altına girmiş olan keşideci ile birlikte müteselsil borçlu sıfatıyla sorumlu olur.
Ayrıca avalistin sorumluluğu, lehine aval verdiği kişinin borcundan soyut ve bağımsızdır. Dolayısıyla,  lehine aval verilen kişinin taahhüdü geçersiz bile olsa kural olarak avalistin sorumluluğu devam eder. Çünkü TTK m.614’e göre avalist, lehine aval verdiği kişinin taahhüdünün geçersizliğini de –şekle aykırılık hariç-temin etmiş olmaktadır. Örneğin A lehine aval vermiş olan avalist B’nin borcu A’nın ehliyetsiz olması, imzanın sahte olması veya yetkisiz temsilden etkilenmez. Hamil, A’dan ödeme talep ettiğinde A senetteki taahhüdün geçersizliğini ileri sürüp ödemeden kaçınabilecektir; oysa avalist B borcu ödemekten kaçınamayacaktır.
SONUÇ
Çekin ön yüzüne keşidecinin ya da keşideci dışında üçüncü bir kişinin atacağı ikinci bir imza, imza atanı da borçtan sorumlu kılacaktır. Dolayısıyla tavsiyemiz, şirket çeklerinde ya keşidecinin ikinci bir imzasının alınması ya da mal varlığı borcu karşılamaya yetecek üçüncü bir kişinin avalinin alınmasıdır.
Böylelikle şirketin çek sebebiyle oluşan borcunun karşılıksız kalması halinde, aval verenin şahsi malvarlığına başvurabilmek mümkün olacaktır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

6306 SAYILI KANUN DEĞERLENDİRMESİ